Hayat bazen tahmin edilemeyecek sürprizlerle doludur. Ancak, bir kişinin yedinci yılına özel bir sürpriz yaşamış olması, onun için bambaşka bir gerçekliği ortaya çıkarabilir. Sağlık raporu almak için hastaneye giden bir adam, 7 yıl boyunca hâlâ hayatta olduğunu bilmediği bir durumu öğrendi: O, resmi kayıtlara göre "ölü" ilan edilmişti. Bu olay, sadece bir kişinin hayatını değil, aynı zamanda sistemin ne kadar hatalı olabileceğini de gözler önüne seriyor. Peki, bu şok edici durum nasıl gerçekleşti ve sonuçları neler oldu? İşte tüm detaylar…
İstanbul'da yaşayan 42 yaşındaki Ahmet Yıldız, uzun yıllardır sağlık sorunlarıyla boğuşuyordu. Herhangi bir sağlık kontrolü için gittiğinde, doktorlar kendisine birtakım tetkikler yapmaları gerektiğini belirttiler. Fakat hastane dönüşü, Yıldız'ın hayatında sarsılmaz bir değişim yarattı. Raporu almak üzere gittiği hastane, sistemde Ölü olarak kaydedildiğini ve bunun 7 yıl öncesine dayandığını kendisine açıkladı. İlk başta durumu anlamakta zorlansa da, gerçekler birer birer gün yüzüne çıkmaya başladı. Kendisi hakkında ne yanlış yapılmış olabileceğini sorgulamaya başladı.
Ahmet Yıldız’ın 7 yıl önce kayıtlara “ölü” olarak geçmiş olmasının ardında, aslında basit bir yanlış anlama yatıyordu. Kendisi benzer isimde bir başka kişinin ölüm belgesine yanlışlıkla eklenmişti. Bu durum, sağlık sisteminde ve resmi kayıtlarda meydana gelen aksaklıkların ne kadar derin ve tehlikeli olabileceğini göstermektedir. Ahmet Yıldız, yıllarca sosyal güvenlik haklarından mahrum kalmıştı. Hiç bir sosyal güvenlik sistemine dahil olmadığından, hastanelerde sağlık hizmetlerinden faydalanmakta oldukça zorlandı. Resmi bir ölü olarak kabul edilmesi, iş bulma şansını da azaltmıştı; zira iş başvurusunda bulunurken resmi belgeleriyle ilgili büyük sorunlar ortaya çıktı.
Durumunu düzeltmek ve hayatına yeniden başlamak adına, Ahmet Yıldız mahkemeye gitti. Yıllardır kayıtlarda var olmadan yaşamış olduğu için, hayatının önemli bir kısmını gasp edilmiş olarak hissetti. Mahkeme süreci, sadece kişinin kimliğini geri kazanma çabası ile sınırlı değildi. Aynı zamanda, sağlık sistemindeki hataların ve kayıtlardaki yanlışlıkların önüne geçilmesi için bir farkındalık yaratma amacını da taşıyordu. Yıldız’ın yaşadığı bu travma, gelecekte benzer durumlarla karşılaşılmaması için önemli dersler niteliğindeydi.
Olay, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı ve Ahmet Yıldız’a destek amaçlı birçok kampanya başlatıldı. Kullanıcılar “#HayattaÖlü” etiketiyle yaşananları duyurdukları bu kişi, aslında bir simge haline geldi. Adalet arayışının ve bir bireyin hak arayışının toplumda nasıl yankı bulabileceğinin örneği oldu. Yıldız’ın yaşadığı olay, yasal sistemin ve sağlık sektörünün ne kadar dikkatli olması gerektiğini, vatandaşların haklarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Sonuç olarak, Ahmet Yıldız, kayıtlara geri girebilmek adına birçok prosedürü bir arada yönetmek durumunda kaldı. Hayatında büyük bir darbe olan bu durum, ona hayatın değerini ve her anın ne denli kıymetli olduğunu öğretti. Bugün, gerçekten hayatta olmanın ve bunun karşılığını almanın mücadelesini veren Yıldız, yaşadığı bu durumun tüm insanlara birer uyarı olmasını umuyor.
Bir daha asla yaşanmaması dileğiyle, Ahmet Yıldız’ın durumu, bizim sistemin ne denli dikkatli olması gerektiğinin bir hatırlatıcısı olmaktadır. Her birey, ne olursa olsun, kimliği ve varlığı ile saygı görmeli ve ihtiyaç duyduğu hizmetlerden faydalanabilmelidir.